SİNAN DOĞAN YAZDI...Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve önümüzdeki günlerde önce komisyon, ardından genel kurul gündemine gelecek olan teklif ile Maden Yasası’na geçici madde eklendi. Eklenen bu madde ile Türkiye’de zeytin katliamı yaşanacak. Her geçen gün merkezi ve yerel yönetimler eliyle imara açılan alanlarla giderek sıkışan zeytinlik alanlara yeni bir talan daha geliyor.Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın Ekonomi Gazetesi’ndeki yazısına göre son 23 yılda hükümet tam 11 kez zeytinlik alanları sanayiye ve madenciliğe açmak için girişimde bulundu. Şimdi hazırlanan yasa ise çok daha korkunç sonuçlar doğuracak. Maden Yasası’na eklenecek harita, kroki ve koordinat listeleri sınırları içine zeytinlik alanlar giriyorsa, o alandaki zeytin ağaçları taşınacak. Yani "adrese teslim" bir yasa öngörülüyor. Böylece Türkiye’de 1939 yılından bu yana uygulanan ve zeytinliklere üç kilometrelik koruma bandı getiren Zeytincilik Yasası çöpe atılacak.Zeytinlikler nereye mi taşınacak? En yakın ilçeye ya da o il sınırları içindeki başka bir yere. O ilde yer bulunamazsa ne olacak? Elbette kesilecek. Anlaşılan katliamın adı "taşınma" olacak.Madenciler sınır bilmez hırsları nedeniyle bu yasanın çıkması için ellerinden geleni yapıyorlar. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün geçtiğimiz ay sonunda Ankara’ya yaptıkları ziyarette, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın ikiye bölünmesini, ormanların da tabi kaynak olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ayrılmasını istediklerini söylemişti. Niyetler çok açık. Madenciler iş başında ama zeytinciler nerede? Zeytin ve zeytinyağı ihracatçısından üretici kooperatifine, ziraat odalarından borsalara kadar herkes sus pus. Sanki bunlar başka bir ülkede yaşanıyor. Örneğin 30 bin üyesi ve 30 civarında kooperatifi olan Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, neden harekete geçmiyor? Birlik Başkanı Fikret Akova, zeytinliklere sahip çıkmak için neyi bekliyor?
Üstelik Tariş'in yöneticilerinden biri geçtiğimiz Nisan ayında Saray'a atandı. Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nin uzun yıllardır Genel Müdürlüğünü yapan, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Güngör Şarman, Cumhurbaşkanlığı Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi. Sayın Şarman’dan şu ana kadar ses yok. Kendisinin o koltuğa ülke tarımını korumak için mi yoksa zeytinciliği yok edecek politikalara onay vermek için mi atandığını Maden Yasa Tasarısı’nın yasalaşması sürecinde hep beraber göreceğiz.
Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatı yerlerde sürünürken, üreticinin ve tüccarın elindeki 300 bin tona yakın zeytinyağı stokunun heba olmasından bahsederken, her fırsatta İspanya’dan sonra dünyanın ikinci büyük zeytin ülkesi olduğumuzu söyleyen Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçılar Birliği Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri neden çıkıp açıklama yapmıyorlar? Bir çağrımız da halkımıza olsun. Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı 2001 yılında 99 milyon iken, devletin teşvikleri ile bu rakam 205 milyona yükseldi. Zeytinyağı üretimimiz ortalama 450 bin tona, sofralık zeytin üretimimiz 700 bin tona çıktı. Bu milyarlarca liralık destek havadan gelmedi. Çocuklarımız daha sağlıklı beslensin,daha fazla “ölmez ağacımız” bu bereketli toprakta boy atsın, ülkemiz daha çok gelir elde etsin diye hepimizin cebinden çıktı. Şimdi bu emeklerimizin yok olmasına izin mi vereceğiz?Cemal Süreya, “Ölüm geliyor aklıma birden ölüm, bir ağacın gövdesine sarılıyorum” diyor. Biz de bir zeytin ağacının gövdesine sarılalım. Hem de sımsıkı.


Ölmez agac ne yapar ne eder 10 kez yaptigi gibi 11.kez de bunu savuşturur,ölmez agacla didişen iflah olmaz..Ölmez agac bu türlerlerden önce de burdaydı bu tipler gidince de burda olacaktir...