ERKAN DOĞAN’IN ÖZEL HABERİİzmir’de özellikle Tepecik, Bozyaka, Yeşilyurt ve Ege Üniversitesi hastanelerinin deprem açısından riski olduğu konuşulurken İzmir Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Yüce Ayhan’dan önemli bir çıkış geldi. Ayhan, “Kamu hastanelerine karot testi yapılıp sonuçlarının ve yapılacak planlamanın İzmir kamuoyu ile paylaşılmasını istiyoruz. Yoksa depremde sağlık tesislerinin ayakta kalmaması durumunda felaketin katlanıyor” dedi.SAĞLIK BAKANLIĞINDAN ŞAŞIRTICI YANIT!
İzmir’deki kamu hastanelerinin depreme dayanıklılığı konusunda İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden resmi yazı ile bilgi istediklerini anlatan Uzm. Dr. Yüce Ayhan, erhangulenc.com’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında İzmir’deki kamu hastanelerinin depreme dayanıklılığı ile ilgili dilekçelerine İl Sağlık Müdürlüğü’nün ilginç bir yanıt verdiğini anlatan Dr. Ayhan, “İzmir'deki hastanelerin, kamu hastanelerin deprem direnci nedir? Bu hastanelere ilişkin bakanlığımızın tasarrufu nedir? Bunları sorduk. Epeyce gecikmeli de olsa bir cevap aldık. Aldığımız cevap ‘Her şey bir planlama dahilinde yürüyor’ oldu. Bu kadar mı?” dedi.“Yani Sağlık Bakanlığı,’nın İzmir’de depreme dayanıksız hastaneler hakkında nasıl bir planı var, teknik detaylar nedir, bu soruların hiçbirinin yanıtı yok” diyen Ayhan, “Örneğin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin hangi blokları yıkılacak? Bozyaka’nın hangi blokları depreme dayanıksız ya da güçlendirme ihtiyacı mı var? Bu yönde yanıtlar gelmedi. Müdürlükten gelen yanıttan her şeyin bir planlamasının olduğunu, müsterih olmamız gerektiğini anladık! Fakat madem böyle bir planlama var, niçin bu planlamaya göre hareket etmiyorsunuz diye sormak lazım” diye konuştu."EÜ HASTANESİ ŞEHİR HASTANESİNE TAŞINABİLİR!"Dr. Ayhan, “Hastanelerin deprem sırasında yıkılması felaketin şiddetini de katlanıyor. İzmir’deki hastanelerin durumu bilinirse, ‘Bu hastane yıkıldığı zaman şu hastane bölge halkına hizmet edecek’ gibi planlamalar yapılır. Binaları eski olan Ege Üniversitesi’nin personeli ve cihazlarıyla birlikte İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne taşınacağı, bu sırada Ege Üniversitesi’nin alanına yeni bir üniversite hastanesinin yapılacağına dair bilgiler alıyoruz. Bu modeli öneren idareciler var. İzmir’deki sağlık hizmetinin önemli bir yükünü İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi yükleniyor. Tepecik Hastanesinin 1970’lerde yapılmış binaları var. Bu hastanemiz için de, ‘Tepecik’in şu binasını yıkacağım, şu binayı güçlendireceğim’ gibi bir planlama yapmak gerekiyor. Ancak bizim devletin samimiyetine karşı bir güvensizliğimiz var. Yıkılan hastanelerin yerine AVM, konut projeleri yapılabilir. Yani devlet yasal düzenlemelerle vatandaş yerine el koyuyor. Kamu arazisine niye el koymasın?” diye konuştu.“KAHRAMANMARAŞ’TAKİ ACI YIKIMI İZMİR’DE DE YAŞAMAYALIM!”Depremde sağlık tesislerinin ayakta kalmaması durumunda felaketin katlandığını hatırlatan Dr. Ayhan, “Antakya'da deprem oldu, Maraş'ta deprem oldu, Antep'te deprem oldu. Onlarca bina yıkıldı. İnsanlar sağlık hizmetine muhtaç hale geldiler. Veya çok uzağa gitmeyelim İzmir'de bir deprem oldu. Covid salgınına denk geldi İzmir'deki deprem ve covid sayıları inanılmaz arttı deprem öncesi ile deprem sonrası arasında. Yani bu tür ciddi sağlık tehditleri ortaya çıkarıyor bu tür yönetimsel zafiyetler. Bizim derdimiz o. Yoksa hani politik bir duruş olarak değil ama karşı taraf bunu bir politik cephe gibi görüyor sanki. O yüzden böyle bir karşılıklı taraf olmuş gibi oluyoruz ama aslında bir karşılıklı taraf değiliz. Amaç en iyi şekilde kamu sağlık hizmetinin verilmesidir” dedi."BİR DEPREM PLANI YAPILMALI"İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasının zemininin diğer hastanelere oranla daha sağlam olabileceğine dikkat çeken Uzm.Dr. Yüce Ayhan, şunları söyledi:“Bir bilirkişi heyeti, mühendis ekibi gelecek, ‘Bu hastane şu şiddette depreme dayanıklıdır. Bu hastaneye acil olarak şu müdahale yapılmalı’ diyecek. Bu raporlandırmalardan sonra Sağlık Bakanlığı da bir karar verecek ve hareket planı çizecek. Sağlık Bakanlığından İzmir’deki hastanelere yönelik böyle bir planlama bekliyoruz. Devletten bir ciddiyet bekliyoruz. Biz meslek örgütüyüz. Bu hastanelerde çalışan hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanları var. Bunları muhatap almıyor bakanlık. Biz oradaki meslektaşlarım adına, kamuoyu adına, oradan hizmet alan insanlar adına bu bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Bizim derdimiz Sağlık Bakanlığı ile sağlık yönetimi ile itişmek değil. Pandemi de çıkarlar örtüştü. Sağlık Bakanlığı da Türk Tabipler Birliği de o dönemde pandemi ile mücadele etmeye çalışıyordu. Toplumsal seferberlik gibiydi. Deprem olayını da öyle görmek gerekiyor.”
İzmir’deki kamu hastanelerinin depreme dayanıklılığı konusunda İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’nden resmi yazı ile bilgi istediklerini anlatan Uzm. Dr. Yüce Ayhan, erhangulenc.com’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında İzmir’deki kamu hastanelerinin depreme dayanıklılığı ile ilgili dilekçelerine İl Sağlık Müdürlüğü’nün ilginç bir yanıt verdiğini anlatan Dr. Ayhan, “İzmir'deki hastanelerin, kamu hastanelerin deprem direnci nedir? Bu hastanelere ilişkin bakanlığımızın tasarrufu nedir? Bunları sorduk. Epeyce gecikmeli de olsa bir cevap aldık. Aldığımız cevap ‘Her şey bir planlama dahilinde yürüyor’ oldu. Bu kadar mı?” dedi.“Yani Sağlık Bakanlığı,’nın İzmir’de depreme dayanıksız hastaneler hakkında nasıl bir planı var, teknik detaylar nedir, bu soruların hiçbirinin yanıtı yok” diyen Ayhan, “Örneğin Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin hangi blokları yıkılacak? Bozyaka’nın hangi blokları depreme dayanıksız ya da güçlendirme ihtiyacı mı var? Bu yönde yanıtlar gelmedi. Müdürlükten gelen yanıttan her şeyin bir planlamasının olduğunu, müsterih olmamız gerektiğini anladık! Fakat madem böyle bir planlama var, niçin bu planlamaya göre hareket etmiyorsunuz diye sormak lazım” diye konuştu."EÜ HASTANESİ ŞEHİR HASTANESİNE TAŞINABİLİR!"Dr. Ayhan, “Hastanelerin deprem sırasında yıkılması felaketin şiddetini de katlanıyor. İzmir’deki hastanelerin durumu bilinirse, ‘Bu hastane yıkıldığı zaman şu hastane bölge halkına hizmet edecek’ gibi planlamalar yapılır. Binaları eski olan Ege Üniversitesi’nin personeli ve cihazlarıyla birlikte İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne taşınacağı, bu sırada Ege Üniversitesi’nin alanına yeni bir üniversite hastanesinin yapılacağına dair bilgiler alıyoruz. Bu modeli öneren idareciler var. İzmir’deki sağlık hizmetinin önemli bir yükünü İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi yükleniyor. Tepecik Hastanesinin 1970’lerde yapılmış binaları var. Bu hastanemiz için de, ‘Tepecik’in şu binasını yıkacağım, şu binayı güçlendireceğim’ gibi bir planlama yapmak gerekiyor. Ancak bizim devletin samimiyetine karşı bir güvensizliğimiz var. Yıkılan hastanelerin yerine AVM, konut projeleri yapılabilir. Yani devlet yasal düzenlemelerle vatandaş yerine el koyuyor. Kamu arazisine niye el koymasın?” diye konuştu.“KAHRAMANMARAŞ’TAKİ ACI YIKIMI İZMİR’DE DE YAŞAMAYALIM!”Depremde sağlık tesislerinin ayakta kalmaması durumunda felaketin katlandığını hatırlatan Dr. Ayhan, “Antakya'da deprem oldu, Maraş'ta deprem oldu, Antep'te deprem oldu. Onlarca bina yıkıldı. İnsanlar sağlık hizmetine muhtaç hale geldiler. Veya çok uzağa gitmeyelim İzmir'de bir deprem oldu. Covid salgınına denk geldi İzmir'deki deprem ve covid sayıları inanılmaz arttı deprem öncesi ile deprem sonrası arasında. Yani bu tür ciddi sağlık tehditleri ortaya çıkarıyor bu tür yönetimsel zafiyetler. Bizim derdimiz o. Yoksa hani politik bir duruş olarak değil ama karşı taraf bunu bir politik cephe gibi görüyor sanki. O yüzden böyle bir karşılıklı taraf olmuş gibi oluyoruz ama aslında bir karşılıklı taraf değiliz. Amaç en iyi şekilde kamu sağlık hizmetinin verilmesidir” dedi."BİR DEPREM PLANI YAPILMALI"İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi binasının zemininin diğer hastanelere oranla daha sağlam olabileceğine dikkat çeken Uzm.Dr. Yüce Ayhan, şunları söyledi:“Bir bilirkişi heyeti, mühendis ekibi gelecek, ‘Bu hastane şu şiddette depreme dayanıklıdır. Bu hastaneye acil olarak şu müdahale yapılmalı’ diyecek. Bu raporlandırmalardan sonra Sağlık Bakanlığı da bir karar verecek ve hareket planı çizecek. Sağlık Bakanlığından İzmir’deki hastanelere yönelik böyle bir planlama bekliyoruz. Devletten bir ciddiyet bekliyoruz. Biz meslek örgütüyüz. Bu hastanelerde çalışan hekimler, hemşireler ve sağlık çalışanları var. Bunları muhatap almıyor bakanlık. Biz oradaki meslektaşlarım adına, kamuoyu adına, oradan hizmet alan insanlar adına bu bilgiye ihtiyaç duyuyoruz. Bizim derdimiz Sağlık Bakanlığı ile sağlık yönetimi ile itişmek değil. Pandemi de çıkarlar örtüştü. Sağlık Bakanlığı da Türk Tabipler Birliği de o dönemde pandemi ile mücadele etmeye çalışıyordu. Toplumsal seferberlik gibiydi. Deprem olayını da öyle görmek gerekiyor.” 







