İZTO BAŞKANI MAHMUT ÖZGENER, DAVA AÇTI… MAHKEME, 'RANT' İDDİALARINA KONU OLAN GAZİEMİR'DEKİ PLANLARA 'DUR' DEDİ

İzmir gündeminde günlerce “rant iddialarıyla” tartışılan tanınmış iş insanları ve şirketlerin arsa ve yatırımlarının bulunduğu Gaziemir Akçay Caddesi’ndeki 140 dönümlük alanla ilgili imar plan düzenlemesi için yargıdan karar çıktı. Bu alanda kendisine ait Vosmer şirketinin otomobil galerisi yatırımı bulunan İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, söz konusu planla şirkete ait parseldeki imar hakkının bir bölümünün ‘Düzenleme Ortaklık Payı Oranı’nın (DOP) yüzde 45’e çıkarılarak elinden alındığı gerekçesiyle açtığı davada zafer elde etti. İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin görevlendirdiği iki profesör ve bir doçent doktordan oluşan bilirkişi heyeti, davacı Vosmer şirketinin haklı olduğu yönünde bir rapor hazırlamasının ardından mahkeme planlarla ilgili “yürütmeyi durdurma” kararı verdi.

ÜNLÜ İŞ İNSANLARI VE ŞİRKETLER

Söz konusu imar plan revizyonu ile emsalin 0.5'ten 1.5'a çıkarıldığı bölgede, iş insanları Niyazi ve Sabri Memur'a ait KMS Gayrimenkul Yatırım Şirketi en büyük araziye sahip. İzmir'in tanınmış otomotiv şirketlerinden Özgörkey ailesine ait Özgörkey Otomotiv, Özgener ve Aliberti ailesine ait Vosmer Otomotiv, İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz'a ait Poyraz Otomotiv'in de bölgede yerleri bulunuyor. Söz konusu imar planları, bölgedeki bazı arsa sahiplerinin inşaat hakkını artırırken, diğer yandan kamuya terk oranı olarak da isimlendirilen DOP’un yüzde 45'e çıkarılmasıyla bazı arsa sahiplerinin inşaat hakkını ise azalttı. Yani bu imar düzenlemesiyle bazı arsa sahipleri önemli miktarda kazançlı çıkarken Özgener’e ait Vosmer şirketi gibi bazı arsa sahipleri ise mağdur edildi. Bu da kamuoyunda söz konusu düzenlemenin imar hakkı artırılanlara yönelik rant odaklı yapıldığı iddialarını gündeme getirdi. Bu süreçte Özgener'e ait Vosmer ve Meclis Başkanı Selami Özpoyraz'a ait Poyraz Otomotiv'in otomobil mağazalarının bulunduğu parsellerdeki kazanılmış inşaat hakkı da kamuya terk payı üzerinden düşürüldü. Ancak Gaziemir Belediyesi, Özpoyraz'ın şirketinin itirazını kabul ederken aynı gerekçeyle başvuran Özgener'e ait Vosmer'in itirazını ise reddetti.

YARGIYA BAŞVURARAK HAKKINI ARADI

Bunun üzerine Özgener, hak mücadelesi başlattı. Bu çerçevede Vosmer, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16 Haziran 2023 tarihli kararı ile ve planlama alanı içerisindeki plan kararlarının Düzenleme Ortaklık Payı Oranı yüzde 45 olacak şekilde düzeltilmesini gerekçe göstererek 1/1000 ölçekli Uygulama imar Planı Revizyonu’nun yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtı.

UZMAN BİLİRKİŞİ ATANDI

İzmir 5. İdare Mahkemesi’ndeki davada mahkeme Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ebru Çubukçu, Prof. Dr. Şebnem Gökçen ve Doç. Dr. Neslihan Karataş’ı bilirkişi olarak görevlendirdi. Raporlarını geçtiğimiz günlerde tamamlayan bilirkişi heyeti, plan revizyonunu genel olarak planlama esaslarına, imar mevzuatına, plan bütünlüğüne ve kamu yararına uygun olduğunu belirtirken Büyükşehir’in kararıyla değiştirilen ve yüzde 45’e çıkarılan DOP oranıyla ilgili ise, imar mevzuatına aykırılıklar tespit etti. Yani Vosmer’in itirazlarını haklı buldu. Heyet raporunda, bu açıdan imar plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve imar mevzuatına uygun olmadığını belirtti.

DOP’UN ARTIRILMASI, MÜDAHALE İÇİN MEŞRU GEREKÇE DEĞİL

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Gaziemir Belediye Meclisi’nin hazırladığı imar plan revizyonunda değişikliğe gittiğine dikkat çeken bilirkişi heyeti, “Dava konusu parsellerin bulunduğu alanda öngörülen ‘park alanı’ ve ‘belediye hizmet alanı (İZSU)’ plan kararlarının büyültülmesi ve ‘ticaret alanı’ plan kararlarının küçültülmesinin teknik ya da nesnel gerekçelere dayandırılmamış olması, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve imar mevzuatına uygun değildir. DOP’un artırılması amacı, bu tür bir planlama müdahalesi için meşru gerekçeyi oluşturmaz. DOP’a ilişkin işlemler uygulama imar planının değil, imar uygulamasının (parselasyon planının) konusudur ve konuya ilişkin uygulamanın nasıl yapılacağı ve DOP’un nasıl hesaplanacağı imar mevzuatında detaylı biçimde tarif edilmiştir” dedi.

YÖNETMELİĞE DİKKAT ÇEKTİ

Arazi ve Arsa Düzenlemeleri Hakkında Yönetmelik kapsamında belirli koşullarda 18. madde uygulaması ile oluşmuş olan imar parsellerinden tamamlayıcı oranda DOP kesintisi yapılabildiğini belirten heyet, raporunda şu görüşlere yer verdi:

“Dava konusu parsellerden yüzde 45’e tamamlanacak oranda kesilip kesilmeyeceği hususu, alana ilişkin hazırlanacak olan 18. madde uygulamasında (parselasyon planında) değerlendirilecek bir konudur. Bu doğrultuda, 16 Haziran 2023 tarih ve 05.670 sayılı İzmir Büyükşehir Belediye Meclis kararında yer alan “Düzenleme Ortaklık Payı Oranı” (DOP) %45 olacak şekilde düzeltilmesi’ şeklindeki ifade imar mevzuatına aykırıdır. Bu tespit ve değerlendirmelerine bağlı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin ‘değişiklikle’ kabul edilen 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonu, belirtilen açılardan şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve imar mevzuatına uygun değildir. Karar yüce mahkemenizindir.”

MAHKEMEDEN KARAR ÇIKTI

Mahkeme de bu bilirkişi raporuna dayanarak planlarla ilgili ‘yürütmeyi durdurma’ kararı verdi. Mahkemenin gerekçeli kararında, “Dava konusu plan değişikliği ile dava konusu taşınmazların bulunduğu alan için öngörülen ticaret alanının küçültülerek park alanı ile belediye hizmet alanı büyütülmüştür, bu husus teknik ve nesnel gerekçelere dayandırılmamıştır. Bu haliyle dava konusu plan değişikliğinin şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı, bununla birlikte, dava konusu plan değişikliğine ilişkin davalı İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin değişiklik kararıyla getirilen 'Düzenleme Ortaklık Payının yüzde 45 olacak şekilde düzeltilmesine' ilişkin ifadenin, düzenleme ortaklık payına ilişkin işlemlerin uygulama imar planının değil parselasyon işleminin konusunu oluşturduğu dikkate alındığında, bu ifadenin de imar mevzuatına aykırılık oluşturduğu anlaşıldığından dava konusu plan değişikliğinin davacıya ait parsellere ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan, dava konusu planların uygulanmasına geçilebileceği göz önüne alındığında, davacı açısından telafisi güç veya imkansız zararların doğabileceği de açıktır.” denildi. Mahkemenin kararında son olarak, “Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere 22/08/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi” ifadesi kullanıldı.