"HÜKÜMET TOPU TACA ATMIYOR, ANCAK BÜYÜKŞEHİR İÇ KÖRFEZE HER GÜN 80 TON ÇAMUR BASMAYA DEVAM EDİYOR"
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, Başkan Cemil Tugay’ın Körfez için ortaya konulan bilim kurulu eylem planı ve hükümetin bu konudaki tutumuyla ilgili eleştirilerine cevap verdi. Bugün Körfez’de kirliliğin yüzde 95 ile ana sebebinin Çiğli Arıtma Tesisi’nin sağlıklı çalışmaması olduğunu öne süren Yıldız, “Rakamlar ortada. Sen günde 80 ton çamuru arıtamadığın için iç Körfez’e basıyorsun. Sen kirlettin, her şeyi sen yaptın, bütçeni de doğru kullanmıyorsun. Şimdi diyorsun ki ‘Hükümet topu taca atıyor.’ Topu kimse taca atmıyor. Hükümet üzerine düşen her şeyi samimiyetle yapıyor ama senin de bu sorunu gidermen lazım ve sirkülasyon kanalının taramasına başlaman lazım. Daha 1 metrekare çamur taraması yapmamışsın. Bu gerçeği Hükümet mi oluşturdu? 4. fazı 9 yıldır bitiremeyen kim? 9 yıl önce 4. faz bitseydi bugün Körfez’deki bu sorun yaşanmıyor olacaktı” diye konuştu.
Yıldız, konuyla ilgili şunları söyledi:
- Başkan Tugay, şunu dese anlarım: “Ya kardeşim ben yeni geldim. Tunç Soyer, bu işi ötelemiş, arıtma tesisi ile ilgilenmemiş. 9 yıldır 4. fazı bitirememişiz. Burada yönetimsel bir hatamız olmuş. Şu an karasal kirletmenin ana nedeni yüzde 95 biziz. Ama burada öyle bir maliyet oluşmuş ki… Gelin bu maliyeti birlikte kaldıralım”. Ama bunu demek yerine konuyu başka yerlere çekiyor.
- Bakın İZSU stratejik planını yaptı. Dip tarama maddesi koymuş. 5 yılda 5 milyon metreküp çamur tarayacağım diyor. İZSU’nun 5 yıl için bütçesi toplamda 2.5 milyar dolar olacak. Şimdi, 5 yılda dip taramasına ayırdığı para 70 milyon dolara denk geliyor. Yani 2.5 milyar dolar bütçe kullanıp koskoca 5 yılda Körfezde dip taramaya 70 milyon dolar ayrılır mı? Sen arıtamadığın için Körfez’e günde 80 ton çamuru deşarj ediyorsun. Yahu 9 yılda arıtma tesisini bitiremedin. 4. faz 9 yıl önce bitseydi bugün Körfez’de bu sorun olmayacaktı. Bugün orta ve iç körfezin su hareketi 3 -5 santimetreye inmiş. Çiğli Arıtma Tesisi, kapasitesinin yüzde 15’ini arıtamadığı için denize boşaltılıyor. Arıtma kapasitesi saniyede 7 metreküp. Biraz zorladığında 10 metreküp/saniyeye kadar tolere ediliyor. İzmir’de yağmur yağdığında arıtma tesisine gelen su 15 ile 25 arasında. Sen kentteki yağmur suyu kanalları ile kanalizasyonu ayrıştırmadığın için yağmur yağdığında senin arıtma tesisine soktuğun su saniyelik 20-25 metreküp. Nasıl arıtacaksın sen bunu? Bu gerçeği hükümet mi oluşturdu? 9 yıldır 4. fazı bitiremeyen kim? Kendileri. 3 kez ihale yaptılar.
- ('Niye hükümet Kocaeli İzmit Körfezi’nde yaptığını İzmir’de yapmıyor?' sorusuna cevaben)… Bakın İzmit’te bu iş için oluşturulan kaynak 2.5 milyar TL. Bunun 800 milyonunu Büyükşehir Belediyesi karşılıyor. 200 milyonuna yakınını organize sanayi bölgeleri karşılıyor. 1.5 milyar lirasını hükümet desteği olarak veriliyor. 5 yıllık proje bu. Ancak İzmit Körfezi’ndeki arıtma tesisleri atık suyun yüzde 100’ünü arıtacak kapasitede. Hepsi de SAİS programına tabi.
- Bakın, İzmir’de 64 tane arıtma tesisi var bunun sadece 25 tanesinde çevre faaliyet belgesi var. Bu belgeyi alabilmek için her gün arıttığın suyu ölçüp standartlara uygun arıttığını belgelemen lazım. Çiğli Arıtma Tesisi 5 yıldır bunu belgeleyemiyor ve bu yüzden bu belgeyi alamıyor. İzmir’deki arıtma tesislerinin yüzde 50’si şu an bu belgeyi alamıyor.
- Dünya Bankası kaynaklı İzmir’e 130 milyon euro kredi ayrıldı. Aslında bu kentsel dönüşüm ve depreme karşı çalışmalar gibi projeler için verilmiş bir kaynak. Ancak İller Bankası İzmir Körfezi için bunu mevzuata uydurdu. İller Bankası İzmir’i pilot il seçti. Yani İzmir’e söyledikleri gibi siyasi bakmadı… Diyor ki 130 milyon euro yağmur suyu ve kanalizasyonu ayrıştırman lazım. 130 milyon kredi onaylı şu anda, onaysız falan değil. Ama İller Bankası 1 yıldır neyi bekliyor biliyor musunuz, projenin hazırlatılıp ihaleye çıkılmasını bekliyor. Şimdi Konak ve Bayraklı’yı kapsayan bu ayrıştırmayı yapabilse zaten yağmur yağdığında Çiğli Arıtma’ya yağmur suyu gitmemiş olacak. Şimdi 130 milyon euro 30 yıl vadeli 4.5 milyar TL eder. Hükümet bu kaynağı İzmir’e vermeyebilirdi. Kocaeli’ye, Kayseri’ye yani AK Parti’ye bağlı belediyelere verebilirdi. Ancak İzmir’e verdi. Daha ne yapabiliriz?
- Bilim Kurulu toplantısında Ulaştırma Bakanlığı yetkilisi dedi ki, “Biz navigasyon kanalı taramasına zaten başladık.” Bunun da limanın satılmasıyla falan ilgisi yok. Mevcut durumda zaten gemiler artık Alsancak Limanı’na giremez oldu. Navigasyon kanalı mecburen temizleniyor, şu an körfezdeki su hareketi yüzeyde 3-5 santimetreye inmiş durumda. Normalde bunun uluslararası standartlarda 12-13 santimetre olması lazım. Ege’nin açıklarında bu hareketlilik 50 santimetreyi buluyor. Yani burası göle dönmüş. Bakanlık navigasyon kanalına başlamış ama sen sirkülasyon kanalına daha başlamamışsın.
- İZSU’nun bir önceki genel müdürü doğru bir şey yapmıştı. Arıtmanın deşarjı dış köfreze taşıma projesi vardı, ancak Cemil Bey, bunu iptal etti. Yani sen arıtamadığın suyu iç körfeze basıyorsun. Şimdi diyorlar ki, bu deşarj hattını dışarı alalım. E bu kimin sorumluluğunda? Bugün Çeşme otobanında veya Şehir Hastanesi’nde bir problem olsa ben belediye nerede diyebilir miyim? Diyemem. Körfezin arıtmalarıyla ilgili yetki de Büyükşehir’de… Bakanlık denetleme yapıyor. Bakanlık iki kere sana ceza kesmiş. Demiş ki ya bu SAİS programını çalıştır. Ama şimdi teşvik diyorsun ama sen Çiğli’de suyu standartlara uygun arıtamadığın için çevre faaliyet belgesi alamıyorsun. Alamadığın için 102 milyon lira elektrik desteğini alamıyorsun. .
- Netice olarak hükümete haksızlık yapılıyor. Hükümet elinden gelen her şeyi yapıyor. Kirliliğin şu an yüzde 95’i Çiğli Arıtma Tesisi’nin çalışmaması ve çamuru denize dejar etmesi. Sen kirlettin, her şeyi sen yaptın bütçeni de doğru kullanmıyorsun. Şimdi diyorsun ki bunlar topu taca atıyor. Topu kimse taca atmıyor ya. Üzerine düşen her şey samimiyetle yapılıyor ama senin de buna başlaman lazım. Ama sen daha bir tane tarama yapmamışsın…