GÜNDOĞDU'DA TÜRKİYE DEMOKRASİSİ İÇİN UMUT RÜZGARLARI ESTİ ...
SİNAN DOĞAN YAZDI...
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İzmir Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği birçok mitingi izledim. 2007 yılındaki Cumhuriyet Mitingleri, 2016’da 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası yapılan miting, 2018’de Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adayı olduğu miting, 2023’te Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Adayı olduğu ve Altılı Masa’nın liderlerinin katıldığı mitingleri sayabilirim.
Bu mitinglerde kitlelerden ve konuşmacılardan yayılan “endişe”, “kaygı”, “korku”yu hep hissettim. Dün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda CHP’nin “Millet İradesi’ne Sahip Çıkıyor” mitinginde ise hissettiğim “cesaret”, “umut”, “coşku” gibi bambaşka duygulardı. Cumhurbaşkanı Adayı başta olmak üzere birçok belediye başkanı cezaevinde olan, kayyım atanma ihtimalinden bahsedilen ve her gün “psikolojik harp mekanizmaları” ile saldırı altında olan bir parti ve kitlesi için şaşırtıcı soğukkanlılığı ve kararlılığı da eklemem gerekiyor. Bu atmosferde 23 Mart’ta gençlerin de baskısıyla partinin sokağa çıkarak korkuyu geride bırakmasının büyük etkisi var.
KARARLI VE İNANMIŞ BİR KİTLE
Bu mitingle ilgili en gereksiz tartışma mitinge katılanların sayısının ne olduğudur. Milyonlara varan, kararlı ve inanmış bir kitleydi mitinge katılanlar. Sadece İzmir değil tüm Türkiye'nin de gözü Gündoğdu'daydı. Bu anlamda 10 milyonlarca insanın kalbi İzmir'de attı.
Katılımcı profiline bakıldığında kuşaklar arasındaki duvarların yıkıldığını ya da kuşakları bağlayan yeni köprüler kurulduğunu söyleyebiliriz. Üniversite öğrencileri ile emekli sendikasının üyeleri aynı meydanda bir aradaydı. Ege’nin başka il ve ilçelerinden güçlü bir katılım vardı. Bunun mitingin gücünü zayıflattığına inanmıyorum. Aksine 31 Mart seçimlerinde CHP’nin kazandığı belediyeler olan Manisa, Balıkesir, Uşak, Denizli gibi illerden gelenler, Parti’nin Ege Bölgesi’ndeki bu kazanımı yeni bir sinerjiye dönüştürdüğüne işaret ediyor. CHP örgütü ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın miting organizasyonu konusunda iyi bir hazırlık yaptığını da söyleyebiliriz.
HALK ÖNDERİ ÖZGÜR ÖZEL
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Ekrem İmamoğlu’nun hapiste olduğu bu dönemde insanların nabzını tutmayı iyi başardığını ve “bir halk önderi” olmayı başardığını söyleyelim. Nazım Hikmet’in “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” dizeleri ile başlayıp, yine Nazım’ın “O duvarınız, vız gelir bize vız” dizeleriyle bitirdiği konuşması, Özel’in uzlaşma ve meydan okuma arasında geniş bir frekansı başarıyla yönettiğini gösteriyor.
Özel’in elini rahatlatan en büyük argüman ise CHP’nin kamuoyu araştırmalarında birinci parti olması. Bu durum ona sık sık “İktidara yürüyoruz”, “Asla durmayacağız” “Yürüyelim arkadaşlar” şeklinde daha üst perdeden konuşma cesareti verdiği gibi; kitlesini de iktidarın o kadar uzakta olmadığı konusunda ikna ediyor.
DEM KİTLESİ YOKTU
İktidarın “Terörsüz Türkiye” ile CHP’yi yalnızlaştırma stratejisi Van mitinginden sonra İzmir mitinginde de kısmen işe yaramış gibi. DEM Parti’nin kitlesinden mitinge katılım yoktu. Ancak Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra Edirne Cezaevi’nde tutulan Selahattin Demirtaş ve Silivri Cezaevi’nde tutulan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın da serbest bırakılmasını isterken, “Türk ve Kürt genci geleceğe umutla bakmalı”, “Terörsüz, demokratik ve zengin bir Türkiye. Tam bir demokrasi için mücadele edeceğiz” ifadeleriyle Kürtlere göz kırpmayı da ihmal etmedi.
KALE SİYASETİNE NOKTA
Özgür Özel’in “Kale siyaseti bitti” sözleri de çok dikkat çekiciydi. Özel, “Artık eski siyaset yok. Hiç kimsenin kalesi yok. İzmir CHP’nin değil Cumhuriyetin kalesidir” dedi. Anlaşılan o ki Özel, iktidar partisi olmak için Anadolu’ya yayılmış bir Türkiye partisi olunması gerektiğinin bilincinde. Zaten sık sık “Türkiye ittifakı” terimini kullanmayı tercih etti. Özel, az ile yetinmenin, güvenli limanda kalmanın sembolü olan kale siyasetini ve kaleleri yıkmayı göze almış durumda. İktidarın "siyaset" yerine devlet mekanizmalarıyla ayakta kalmayı seçtiği bir dönemde, siyaset yapan genç bir lider herkese umut veriyor. Umarız CHP'li belediyeler de konforlu alanlarından sıyrılıp, gerçekten siyaset yapar hale gelir.
VİDEO SİYASETİ GERİDE KALMALI
Mitingin benim gözümde en zayıf yanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2008 Ergenekon-Balyoz operasyonları, İstanbul seçimleri ve 19 Mart operasyonu ile ilgili konuşmalarını içeren videolardı. Kurgusu oldukça zayıf bu videolar gösterilirken mitinge katılanlardan ıslıklar ve yuhalamalar yükseldi. Video siyaseti iktidarın geçmişte yaptığı montaj videolar siyasetini çağrıştırdığı gibi, artık kendi yolunu kendi çizen, gündemi belirleyen bir parti için iyi bir tercih olmadığı düşüncesindeyim. CHP daha ileri gitmek istiyorsa, videoları bırakıp iktidar olunca ne yapacağını, yoksulluğu neler yaparak ortadan kaldıracağını, gençlerin umudunu nasıl çoğaltacağını anlatmalıdır.
19 Mayıs İzmir Mitingi, Türkiye tarihinin önemli bir kesitinde estirdiği umut rüzgârları ile Türk demokrasi tarihinde şimdiden kıymetli yerini almıştır.